Hattuşa Projesi, binlerce yıllık müzik mirasının kültürel etkileşiminden ortaya çıkan bir müzik eseri ve tiyatral sahne performansıdır. Arkeolojik Hitit belgeleri ve Hitit sanatının simgelerinden biri olan İnandık Vazosu’nun eşsiz görselliğinden esinlenilerek, müzik tarihi araştırmacısı Oğuz Elbaş ile bir grup akademisyen ve sanatçı tarafından tasarlanmıştır.
Yaklaşık 12 bin yıl önce dünyada ilk yerleşim merkezlerini kuran Anadolu insanı, yaşadığı gelişim sürecinde topraklarını adeta bir çekim merkezi haline getirdi. Onlar, binlerce yıllık süreç içinde Doğu’dan ve Batı’dan gelen topluluklar ile birlikte yaşadılar, yaşadıkça ürettiler, kültürel etkileşim içinde oldular ve bugünkü çağdaş Dünya kavramı ile kültür ve sanatın temelini oluşturdular.
Anadolu’da (M.Ö. 1720–1190) yılları arasında yaşamış olan Hitit İmparatorluğu’nun dünya kültür yaşamına sunduğu değerler ile günümüz dünyasındaki kültürel ortak paydalar ile Hattuşa Projesi meydana gelmiştir.
Proje çerçevesinde, çeşitli belgelerle açığa çıkan ve Hitit müziğinde yer alan çalgılar, günümüz teknolojileri kullanılarak dünyada ilk kez yeniden yapılandırılmıştır. Örneklerinden esinlenerek tasarlanan özel giysileri içinde Hititli müzisyenler, bu çalgıları kullanıp geleneksel/yerel kültürden esinlenilerek düzenlenmiş olan müzikleri seslendirmektedirler.
Proje ve metni Oğuz Elbaş tarafından yazılmış, Ertuğrul Bayraktar tarafından bestelenmiş olan tiyatral senfonik eserin sanat yönetmenliğini Tamer Levent, organizasyon ve koordinasyonunu Mustafa Bayur yapmıştır.
Hitit kült yaşamından esinlenerek hazırlanmış olan tiyatral uygulamaların da yer aldığı performansta Türkiye’nin alanlarında önde gelen sanatçıları görev almışlardır.
Hitit, geleneksel ve çok sesli müziğe ait çalgılardan oluşan orkestra, Türkiye ve Avrupa’da birçok başarılı performans gerçekleştirmiştir. Proje kapsamında, Portekiz, Macaristan, İtalya, Japonya, Hollanda’dan katılan müzisyenler ile çeşitli sahne performansları gerçekleştirilmiş, bu müzisyenler kendi kültürlerine ait folk müziklerinden örnekler vermiş, Avrupa’dan ve Uzakdoğu’dan farklı kültürlerin ortak özelliklerini müzikal bir yapıda buluşturmuşlardır.
Hem tarihsel ve geleneksel müzikler, hem de senfonik bir anlayışla yeniden bestelenerek meydana getirilen “Hattuşa, Tiyatral Senfonik Performans” geçmişten geleceğe, tarihsel bir süreç içinde yaşanmış ve yaşanmakta olan kültürel köprülere ışık tutmaktadır.